Beni kurtarır mısın?

  Herkesi sen kurtaramazsın. Herkesi iyi edemezsin. Herkesi mutlu edemezsin. Hayatın boyunca birilerini iyi etmeye çalıştığını, birilerinin mutluluğu için çabaladığını, birilerini eğitmeye çalıştığını biliyorsun. Bu bir sır değil. Artık. Herkes iyi olsun, sorun yaşamasın, kontrolüm altında olsun, benim çizdiğim alandan dışarı çıkmasın, çünkü bu alandan çıkarlarsa onları koruyamam. Yavrularını büyüten bir anne kedi gibi, ancak bir fark var. Anne kedi yavrularını eğitip, büyütüp, kendi hayatlarına bırakırken, sen anne kediliği hayatın boyunca yapıyorsun ve sana yaklaşan, iyi davranan herkese yapıyorsun. Diken üstünde bu yaşam ve ayakların acıyor. Artık bırakman gerekenler var, ne kadar sevsen de, ne kadar bağlı olsan da, ne kadar tutunduğun duygular olsa da, bırakman gerekenler var. Sen onları kendi alanında korudukça hem onları, hem kendini güçsüzleştiriyorsun. Kontrolü bırakma vakti gelmiştir belki. Kurtarıcı olma rolünü bırakma zamanı gelmiştir. Hayatından çıkarmak değil bu, kontrolü

Zamansız Zaman Yeni Ay

 İzin veremedin. Her şeyin akıp gitmesine, senden gitmelerine, zamanın olağan akışında ilerlemesine izin veremedin. Her şey istediğin ve hayal ettiğin gibi olmalıydı, umut ettiğin noktada buluşmalıydın kendinle ve geleceğinle, şu an daha iyi bir noktada olmalıydın, kendini yargıladın. Başarısız kıldın. Önce kendin koydun hedefi, sonra o hedefe kadar kendini zorladın, ancak geldiğin noktadan mutlu değilsin, hani keyfin yok. Çünkü keyfini, mutluluğunu hiç hedefe koymamıştın. Başarı odaklıydın, hedef odaklıydın, başkalarını geçme odaklıydın. Onlardan neyim eksik odaklıydın. Odağında hiç kendin yoktu. Başardın, başarmasına da kendini unuttun. Görmüyor musun?

Oturdun bir kafede, insanları izledin. Eve geçtin, kendini dinledin. Uzaklaştın herkesten, kimseyi dinlemedin. Kafam dağılsın biraz diye erteledin her şeyi, sonra sıkıldın insanlarla olmak istedin. Olmadı. Aradığın keyif ve mutluluk artık yoktu. Deniz havası bile açmadı seni, ki bu artık son noktaydı senin için. Büyüdüğünü hissediyorsun, ki daha gençliğini tam olarak yaşayamamışken, zaman geçiyor ve sen gününü öldürüyorsun. İşe yaramaz hissediyorsun, çünkü öyle söylüyorlar. Başaramadım sanıyorsun, çünkü kendine bir zaman belirlemiştin ve o zaman geçiyor. Görüyorsun, senden daha az çalışan, daha az emek harcayan herkes yürüyüp gidiyor. Sen neden duruyorsun? Keşke biraz daha zamanın olsaydı bazı şeyleri başarmak için değil mi? Zaman yeni başlıyor. Sen her seçim yaptığında yeni bir zaman sıfırlaması. Şimdi hangi seçimi yaparsan, sıfırlayabilirsin zamanını?

Yeniay, her şeyi derinlemesine düşünmeni sağlıyor. Bu düşünce tarzı çok yorucu. Çünkü şu an mutsuz olduğun her şeyi başkalarında arattırıyor, bu bir düşman yaratıyor. Hayali bir düşman ile zaman kaybettiriyor. Bu düşmanı yaratmak seni rahatlatıyor.

Yeniay hedef odaklı olmanı sağlıyor. Daha odaklı, daha ciddi, daha disiplinli bir çalışmak bu dönem katkı sağlayabilir. Her şeyi not almak, geleceğe dair hedefler koymak  ve bazı adımlar atmak uzun süreli yararlı olabilir. Yetinmeyi bilmeyen bir zihinle başbaşa kalacağını bilmelisin. Bu yüzden kendine çok yüklenmeden, sabırla yürümelisin bu süreçte. Eleştiriye gelemeyen bir zihnin seninle olacak, eleştiri seni düşürmek yerine güçlendirmeli. Çünkü bilmelisin ki, ne yaparsan yap birileri çıkıp seni düşürmek adına bazı şeyler söyleyecek. Buna yenilmemelisin.

Yeniay hizmet odaklı. Bu hizmeti görev olarak adlandıran beynin ile hizmetini yaparken hafif hisseden ruhun arasındaki dengeyi kurma zamanı. Evet bir hizmetin var, hepimiz gibi. Ancak bu hizmeti çevrene ve herkese sağlarken, yardım talep etmeyen gururun yüzünden sen bitkinsin. Yardım talep etmeyi öğrenmemiz gereken bir dönem. Çünkü her sorunun altından tek başına kalkmak güçlü olmak değildir. Yalnız olmaktır ve şu an yalnız başımıza yürümemiz gereken bir dönem değil.

Yeniay aşk ilişkilerine yeni tartışmalar ekliyor. Bu tartışmaların şiddeti ilişkilerin gidişatını çok net etkileyebilir. Bu yüzden ağzımızdan çıkan cümleleri biraz daha seçerek, saygı çerçevesinde, bilinçli tartışmalara yönelmeliyiz. Bilinçli ve ses yükselmeyen tartışmalar, sohbetler ilişkilere büyük katkı sağlayabilir bu iki ayın sonunda. İçinizde bir şey tutmamalı ve rahatsız olduğunuz konuları konuşabilmelisiniz. Bu konuşma birikimi engelleyecek ve sürecin sonunda oluşacak büyük kavgaların önüne geçecektir. İnsanları değiştiremezsiniz, kendileri seçmediği sürece. Bunu aklımızdan çıkarmayalım. Aşk acısı çekenler için ise, yaşanan her şeye izinli olup bırakmaları gereken bir dönem.

Yeniay kariyer açısından çok iyi bir yeniay. Yeni işler, işleri büyütme, yeni iş başvuruları için katkı dolu bir yeniay. Potansiyelinizi açığa çıkartabileceğiniz eğitimlere gitmek, kendinize yeni projeler üretmek için harika bir dönem. Üreticiliğin yükseldiği zihninizi kendiniz için kullanmalısınız. Başarabilirsiniz. Kendi potansiyelinizi fark edip, yeni yollara doğru ilerleyebilirsiniz. Bu maddi açıdan da iyi bir dönemi değerlendirme adına kendinizi bir adım öne taşıyacaktır. Venüs Aslanın enerjisi ile maddi olarak daha iyi bir noktaya ulaşmak adına hareket halinde olmak, kendini konfor alanına kilitlememek çok önemli.

Şimdi her şey karmaşık. Bir labirenttesin. Hangi köşeyi dönsen kapalı. Geri dönüyorsun. Birilerinin sana yol göstermesini diliyorsun. Stres oluyorsun, kaygı doluyorsun çıkışa ulaşamadıkça. Zamanın doluyor gibi geliyor. Yoksa biliyorsun ki, bu labirentten bir şekilde çıkacaksın. Zamanla yarışmasan her yolu dener, bir şekilde çıkarsın değil mi? Her yanlış döndüğün köşede kendini yargılıyorsun, bu da değil! Burası da değil! Her köşe bir insan, her duvar bir hedef. Bu kişi de değil. Bu hedef de değil! Zamanın tükeniyor. Hayır!

Zamanı koyan sensin. Kendine zaman koyan sensin. Her duvarla karşılaştığında zamanı sıfırlayabilecek olan da. Yarışmazsan zaman olmaz, rekabet etmezsen zaman olmaz, kendine güvenirsen ve çıkışı bulacağına inanırsan zaman olmaz. Labirent senin, zamanı sıfırlayacak olan da sensin. Kendi labirentinde, başkalarının kuralları ile yarışıyorsun. Bu yarış seni yormadı mı artık? Keyfin yok, bu yarış sana keyif vermiyor artık. Yarışmanı ilk söyleyen kimdi hatırlasana? Çocukluğundan bir anı? Ailen? Okul çağından, iş hayatından, ilişkinden? Birileri sana yarışmanı söyledi ve zamanı aldı elinden, hatırlasana.

Tükenen zamanın değil, tükenen kendine olan inancın. Uykundan uyanmanı istemeyen zihnin, seni yarıştıran geçmişin, uzak görünen geleceğin. Herkesi keyiflendirmek gibi bir görev edindin de, kendini unuttun. Şimdi herkese birkaç cümle etme zamanın.

Sizi mutlu etmek zorunda değilim. Sizin istediğiniz gibi biri olmak zorunda değilim. Bana biçtiğiniz kıyafet üstüme olmuyor ve bunu görmeyecek kadar bana karşı kör olan duygularınız umrumda değil. Benimle yürümek istiyorsanız bir yanım size açık, yoksa yalnız başıma da yürüyebilirim. İsterim ki beraber yürüyelim ama unutmayın, almadan vermek zorunda değilim, her an enerjim yüksek olmak zorunda değil, size UYUMLANMAK zorunda değilim ve

Sizi uyandırmak zorunda değilim.

Çünkü;

‘Sana ne kadar uyan dersem diyeyim bir anlamı yok, sen uykunu almış hissetmedikten sonra

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat herkeze adil mi davraniyor?

Nasıl enerjik ve pozitif olabilirim?

Beni kurtarır mısın?