Beni kurtarır mısın?

  Herkesi sen kurtaramazsın. Herkesi iyi edemezsin. Herkesi mutlu edemezsin. Hayatın boyunca birilerini iyi etmeye çalıştığını, birilerinin mutluluğu için çabaladığını, birilerini eğitmeye çalıştığını biliyorsun. Bu bir sır değil. Artık. Herkes iyi olsun, sorun yaşamasın, kontrolüm altında olsun, benim çizdiğim alandan dışarı çıkmasın, çünkü bu alandan çıkarlarsa onları koruyamam. Yavrularını büyüten bir anne kedi gibi, ancak bir fark var. Anne kedi yavrularını eğitip, büyütüp, kendi hayatlarına bırakırken, sen anne kediliği hayatın boyunca yapıyorsun ve sana yaklaşan, iyi davranan herkese yapıyorsun. Diken üstünde bu yaşam ve ayakların acıyor. Artık bırakman gerekenler var, ne kadar sevsen de, ne kadar bağlı olsan da, ne kadar tutunduğun duygular olsa da, bırakman gerekenler var. Sen onları kendi alanında korudukça hem onları, hem kendini güçsüzleştiriyorsun. Kontrolü bırakma vakti gelmiştir belki. Kurtarıcı olma rolünü bırakma zamanı gelmiştir. Hayatından çıkarmak değil bu, kontrolü

Canını sev


Merhaba degerli okuyucum, belki bu satirlari pek okuyan olmuyacak ama biliyorum birgün seninle denkgelecegiz bu satirlarda sana söylemek istedigim sey canini sev :) Hayat modernleştikçe, istekler çoğalıyor. İnsanlar en yeni telefona, en yeni televizyona, en güzel çantalara ve giyimlere sahip olmak istiyor. Olsunlar da. Eğer imkanları varsa, neden olmasın? Yalnız hayat modernleştikçe de, bunlara sahip olamayan insanları unutuyoruz. İstediğimizi alabilmek ve bilakis biryerlere ulaşabilmek; hayatın telaşı içinde çok normalmiş gibi geliyor. Ölümden bahsedip içinizi karartmak istemiyorum. Ama sevdiğim bir yazarın kitabındaki hikayeyi anlatmak istiyorum. Kitabında arkadaşıyla birlikte Etiler'de yürürken sohbetini anlatıyor. Ben kısa anlatacağım, zaten anlatmak istediğim konuyu hemen anlayacaksınızdır. İkisi kaldırımda yürürken, lüks evleri ve o evlerin önünde duran lüks arabaları konuşuyorlardı. Arabalar kaldırımda durduğundan ve kaldırım çok ince olduğundan(Türkiye'nin sokaklarını bilirsiniz), caddeye inmek zorunda kaldılar. Tam gaz geçen araba ve taksilere aldırmadan, bir süre caddede yürüdükten sonra yeniden kaldırıma çıktılar. Sohbetlerine doyum olmazken, arasından birisi: "caddeye indiğimizde bir sürücünün en ufak dikkatsizliği seni, beni ya da ikimizi birden öldürebilir ya da sakat bırakabilirdi" dedi. Ne garip değil mi? O an insan hiç düşünemiyor, ama bir kaza olsa (ki olağanı çok fazla), sorumlusu aslında şu arabaların kaldırımı kapatacak şekilde izin veren belediye yönetimi olduğu halde, suç şöföre veya yaya olarak caddeye inen kişiye yüklenir. Düşünsenize hiç suçlu değilken, kaza yapıp, sakat kalıyorsunuz? Evet..herşey Kısmet..o yüzden hayatınızın ve canınızın değerini bilin ve bazı şeyleri görmemezlikten gelmeyin. Bu gördüğünüz Kedi gibi 7 canlı değiliz..Sevdiğiniz yola çıktığında, ona onu çok sevdiğinizi söyleyin ve asla küs kalmayın..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat herkeze adil mi davraniyor?

Nasıl enerjik ve pozitif olabilirim?

Beni kurtarır mısın?