Beni kurtarır mısın?

  Herkesi sen kurtaramazsın. Herkesi iyi edemezsin. Herkesi mutlu edemezsin. Hayatın boyunca birilerini iyi etmeye çalıştığını, birilerinin mutluluğu için çabaladığını, birilerini eğitmeye çalıştığını biliyorsun. Bu bir sır değil. Artık. Herkes iyi olsun, sorun yaşamasın, kontrolüm altında olsun, benim çizdiğim alandan dışarı çıkmasın, çünkü bu alandan çıkarlarsa onları koruyamam. Yavrularını büyüten bir anne kedi gibi, ancak bir fark var. Anne kedi yavrularını eğitip, büyütüp, kendi hayatlarına bırakırken, sen anne kediliği hayatın boyunca yapıyorsun ve sana yaklaşan, iyi davranan herkese yapıyorsun. Diken üstünde bu yaşam ve ayakların acıyor. Artık bırakman gerekenler var, ne kadar sevsen de, ne kadar bağlı olsan da, ne kadar tutunduğun duygular olsa da, bırakman gerekenler var. Sen onları kendi alanında korudukça hem onları, hem kendini güçsüzleştiriyorsun. Kontrolü bırakma vakti gelmiştir belki. Kurtarıcı olma rolünü bırakma zamanı gelmiştir. Hayatından çıkarmak değil bu, kontrolü

Narsisistik Kişilik Bozukluğu



Herkese sıkça etiket yapıştırarak kullandığımız bu bozukluk aslında her kendini sevenin sahip olabileceği bir şey değildir. Öncelikle insanları hususi meselelerinizde etiketlerken, ne kadar doğru bir girişim yaptığımızı düşünmek gerekir. Çünkü hiç te kolay değildir gerçek bir Narsisistik Kişi olmak... Bu kişilik bozukluğundaki insanlar benmerkezci olmanın nirvanasındadır diyebiliriz. Bu benmerkezcilik, kişinin kendini mükemmel, üstün ve her zaman ayrıcalıklı şekilde önde görmesidir. Sürekli kendini öven ve olduğundan daha önemli kendini gören insan tipleridir. Asla mağduru oynamazlar, tüm ilgi üzerlerinde olsun isterler. Sadece kendilerini düşündükleri için, davranışlarının, söylemlerinin ve hareketlerinin başka kişiler üzerinde ki etkisini önemsemezler ve kendilerini diğer insanların yerine koymadıklarından empati yetenekleri düşüktür. Dünya adeta kendi etrafında dönüyormuş zannederler. Bu yüzden diğerlerinin ilgi ve isteklerine duyarsızdırlar. Kendilerini beğenmiş olup, ön planda sadece kendilerini görmek isteyen kişilerdirler. Eşsiz olduklarını düşündüklerinden, karşı taraftan da buna bağlı ilgi ve alakayı isterler. Denkleri ile ilişki kurmak sosyalleşmek isterler yüksek konumda ki ve özel kişilerle ilgilenirler fakat bu kişiler kendilerini hiçe sayan sürekli onları yücelten yapıda olmalıdırlar. Bu kişiler ile ilişki kuran insanlar karşı tarafın duygusal yoksunluğunu ve ilgisizliğini fark ederler. Çünkü sorumluluk almazlar ve ilgi alakaları kendilerine dönüktür. Karşı tarafın varlığının onlar için tek önemi kendi iyilik hallerinde işe yaramasıdır. Dolayısıyla ilişkiye girmelerinin temelde iki nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Ya kendilerini onaylatmak, mükemmelliklerini desteklemek için ya da kendilerini arzu ettikleri daha üst mertebeye taşımak, yüksek rütbeye ulaşmak için insanlarla ilişki kurarlar. Toplumsal sorumluluklar ile uzaktırlar, hiçbir şey vermeden almayı severler. Sürekli şekilde bir şeyleri harika yaptıklarını anlatarak karşı taraftan takdir beklerler ve benlik saygılarını yükseltirler. Onlara göre varlıkları bu dünyaya bir lütuftur bu yüzden sürekli iltifat beklerler. Mükemmel olduklarına inandırmak için çoğu şeyi yapacak potansiyeldedirler. Bunun için yalan söyleyebilir, inkar edebilir, aldatabilir ya da suç işleme eğiliminde olabilirler.

Yorumlar

  1. Ara sıra paragraf başı yaparsanız iyi olur yazıyı okurken çok gözü yoruyor boşluklar bırakmanızı tavsiye ederim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim birdahakine dikkate alacağım

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hayat herkeze adil mi davraniyor?

Nasıl enerjik ve pozitif olabilirim?

Beni kurtarır mısın?